Dünyalılar adına talihsiz geçen koca bir yıl: 2020. Zor günler geçti mi, kötü saatler geri de kaldı mı bilinmez ama yeni bir yıla ve kışa girdik. Divân şairleri, kışı tasvir etmek niyetiyle "şitaiyye"ler kaleme alırdı. Böylece mevsimlerle barışık bir anlayışın meyvesi olan şiirler boy vermiş oldu umarsızca akan tarih ırmağında... Cenap Şahabettin'in şu beyiti, o eski kışları yâd etmek için bir fırsat sanki:
"Başladı parça parça pervâze karlar
Ki semâdan düşer düşer ağlar!"

Doğa felaketleri çok çeşitli olmasına karşın kasırgalar üzerine ilginç bir detay mevcut. ABD, şiddeti ve yıkıcılığı ile dillere destan olan kasırgalarına kadın ismi vermekte. Yetkililer, kadın isminin fonetik olarak daha uygun olduğunu belirtse de çok farklı bir iddia da mevcut. Söylendiğine göre kasırgalar da tıpkı kadınlar gibi tahmin edilmeleri, keşfedilmeleri zor. Ayrıca ne zaman ve ne kadar zarar verecekleri de belli olmadığından kadın ismi almaya müstehâk olmuşlar.

ABD'deki olaya benzer bir duruma Almanya da başlamış oldu, 2021'in kışında. Meteorolojik olaylara isim verme geleneği aslına bakılırsa zaten mevcut bir durumken Almanya'dan gelen haberde dikkate değer ilginç bir husus var. Almanlar, 2021'de kar getiren ilk alçak basınç cephesine "Ahmet" ismini verdi. Evet, şu aşina olduğumuz "Ahmet" ismi... Almanya, nüfusunda çeşitli etnik kökenleri barındıran bir kozmo... Hava olaylarına, farklı isimler verilerek halk arasında bir kaynaşma havası oluşturulmak isteniyor: Ahmet, Cemal, Goran, Dimitrios gibi yabancı isimler ile... Gâye bakımından hoş bir proje olmasına karşın ilk hava olayına "Ahmet" isminin verilmesi benim aklıma bir başka hususu, Barnaba İncili'ni ve onunla anılan iddiaları getirdi.

Hıristiyanlık geleneğinde ve Hıristiyanlar nazarında İncil’lerin yer aldığı iki liste mevcut: Kanonik ve apokrif liste. Kanonik, dinî otoritelerce kabul görülenlerin dâhil olduğu liste iken apokrif ise reddedilenlerin listesidir. Barnaba İncili, M.S. III. yy.da apokrif veya tâbiri hoşsa kara listeye girmiş ve bir daha da oradan çıka(rıl)mamıştır. Sonuç olarak Barnaba İncili, diğer apokrif metinler gibi imha etme, unutma, yakma veya gizleme gibi tutumlara maruz bırakılmış bir İncil’dir.

Hıristiyanlar için kara listeye alınan ve bir anlamda öcü yaftası yiyen bu İncil, nasıl oluyor da gündemdeki yerini daima korumayı başarıyor? Bir başka deyişle, Hıristiyanlarca hor görülüp Müslümanlarca ele avuca sığmaz şekilde zikredilen bu İncilin büyüsü ne olsa gerektir? Şu da ilginç bir detay olabilir: Erken Kilise tarihçilerinden olan John Toland'ın Barnaba İncili’ni “Muhammedî İncil” veya “Türk İncili” şeklinde nitelendirmesi neye işaret..?

Gelelim hakkında daha yüzlerce söylenti olan bu İncilin bizim ilgimize layık olan noktasına. Mevcut nüshada geçen bir pasaj, Hz. İsa'nın son peygamberi müjdelediğine yönelik yorumlanıyor. Pasaja göre, Hz. İsa'ya sen Mesih misin diye soruluyor. O da şöyle cevap veriyor: "(...) Çünkü ben, sizin 'Mesih' dediğiniz, benden önce yaratılmış ve benden sonra gelecek ve inancı (dini) son bulmasın diye gerçeğin sözlerini getirecek olan Allah’ın Elçisi’nin ayakkabılarının iplerini veya çoraplarının bağlarını çözecek değerde değilim." Verilen bu cevap ile bazı araştırmacılar, Hz. Muhammed'in bizzat Hz. İsa tarafından müjdelendiğini iddia etmekte. Doğru bir bağdaştırma ya da değil, bizler bu pasajı bir âyet ile yan yana getirerek irdeleyelim. Âyet şöyle: Meryem oğlu Îsâ da şöyle demişti: "Ey İsrâiloğulları! Bilin ki benden önceki Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra gelecek Ahmed isimli elçiyi müjdelemek üzere size Allah tarafından gönderilmiş elçiyim." (*) İncil'deki pasaj ile âyet; bir noktada hemfikir, dikkati celbedilenler fark etti muhakkkak.

Barnaba İncili'ndeki Hz. İsa, gelecek bir peygamberi işaret etmekte tıpkı âyetteki Hz. İsa'nın gelecek olan bir peygamberi vurguladığı gibi, bir farkla: Âyet, işaret edilen peygambere "Ahmet" demekte. Hıristiyanların "üvey evlat" olarak gördüğü bir İncil... Batı nazarında hor görülen İslâm... Almanya, her ne kadar ülkesindeki etnik çoğunluğu bir potada eritip huzurlu yaşamı vaat etse de bilinçaltındaki "Ahmet" ismine olan tutumu, hep korkuya gebe kalacaktır. Germenlere doğru gelen soğuk hava kütlesini hatırlatmak niyetiyle onlara bir uyarıda bulunalım isteriz: Savulun Ahmet geliyor..!

(*) Sâf / 6