Sizde de oldu mu hiç trenin sesini duyup yetişememek. Oysa bileti de almıştınız elinize. Gideceğiniz yer için planlar yapmıştınız. Nasıl oldu da yetişemediniz? Sadece trenin sesini duydunuz ama o trene binemediniz ve tren kalkmıştı çoktan. Bu duyguyu yaşadınız mı?

Hayatınızın hangi evresinde olursanız olun gitmek isterken bir yerlere seyirci olarak kaldığınız, beklemeye devam ettiğiniz, kaçırdığınız trenin tekrar gelmeyeceğini bildiğiniz zamanlarınız ömrünüzde ne kadar yer kaplıyor? Kaçan fırsatlar gibi. Fırsatlar tekrar gelir ama siz yer bulamazsınız. Oysa hak etmişsinizdir, elinizdedir biletiniz hala.

Ama işte çoğu kez olması gereken gibi olmaz işler ve bizlere sadece seyirci olarak izlemek kalır, canımız yansa da. Trene sizi almadan gittiği için kızamazsınız o zamanında kalkmıştır. Kendinize de kızamazsınız, trende karnım acıkır belki diye yiyecek bir şeyler almak istemişsinizdir.

Peki fırında kuyrukta bekleyen kişilere mi suçu atacaksınız? Olmaz ki... Görüyorsunuz kimsenin, hiçbir şeyin suçu yok. Her şey hayatta olması gerektiği gibi oluyor ve bizler soru işaretleri ile öylece kalıyoruz, cevapsız. Ve tüm planlarımız iptal oluyor. Sadece zeki insanların b ve c planı da vardır. O kimseler "tren kaçabilir, o zaman da otobüs ile giderim" der. Belki de en doğrusunu yapıyorlardır, kim bilir?

DİĞER YAZILARI