Son bir haftadır anlamlandıramadığımız bir negatifliğin içinde kaldığınızı hissettiniz mi? Olur olmaz yerlerde gelen iç huzursuzlukları, hiç bir şeye heves kalmaması ya da gereksiz ani patlamalar. Bu tür duygular siz de de kendini göstermeye başladıysa aramıza hoş geldiniz.

Havaların sıcak olması, içinde bulunduğumuz ve hali hazırda küresel bir krize neden olmuş bir pandemi söz konusu. Bu tür olumsuz durumlar bir süre sonra kişiyi derin bir anlamsızlığın içine sürüklüyor ve ansızın bir ümitsizlik baş gösteriyor. Son günlerde insanların genel anlamda bir tahammülsüzlük içinde olduğunu seziyorum. Mutluymuş gibi yapan insanlar da bu işin cabası..

Sorunun teşhisini yaptık ancak çözüm ne olacak o konuda biraz düşünmemiz gerekecek. İşin en zoru aslında öncelikle sorunu belirleme. Çünkü çoğu zaman insanlar içerisinde bulundukları problemleri belirlemek yerine onlardan kaçmayı tercih edebiliyorlar. Bu yüzden en başta kendimize karşı dürüst olup sorunumuzu açıkça belirlemeliyiz. Kendimize karşı dürüst olduğumuzda gerisi her türlü gelecektir. Sorun belirlendiğine göre çözüm için kolları sıvamanın zamanı gelmiştir.


Tıpkı sorun belirleme gibi önemli olan bir diğer şey çözüm için kişinin kendine karşı dürüst olmasıdır. Dediğim gibi biz insanlar her zaman problemlerden kaçarak onlardan kurtulabileceğimizi düşünürüz. Ama durum ne yazık ki tam tersi. Kaçtığımız, görmezden geldiğimiz, etrafından dolandığımız her tümsek bir dağ olarak karşımıza çıkıyor. Halının altına süpürmeden, dürüst bir şekilde ihtiyacımız olan çözümü bulmalı ve gerçekten iyileşmeyi istemeliyiz. Çünkü bir şeyi istemek başarmanın yarısından fazlasıdır. Çözümü de belirlediğimize göre işe koyulmanın zamanı gelmiştir. Bu aralar hasır altı yaptığımız ilerde çözerim dediğimiz ne varsa halledelim. Zamana bırakırsak o bize kibar davranmayacaktır. Astrolojiye inanmayan insanlarımız olabilir. Ben yine de birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Kova dolunayı hepimizi bazı kararlar almaya köklü değişiklikler yapmaya itecek. Değişime açık olmalı ve ilerdeki benliğimiz için bu değişimleri yüce gönüllülükle kabul etmeliyiz. Öncelikle ne istediğimize emin olmalı ve gerçek benliğimizin neye ihtiyaç duyduğunu bilmeliyiz. Dünya sürekli değişecek. Bu değişimlere nasıl ayak uydurabilir ve kendimi ne kadar gerçekleştirebilirime odaklanmalıyız. Gerisi kendiliğinden gelecektir.