Ülkemizin yaşadığı bu felaket lekelerini hangi yağmurlar silebilir ki. Kan lekeleri nasıl çıkar. Toprak yağmur sularında boğulabilir mi ya da açlığını ne doyurur masumların dışında.

Yetmedi mi daha kaç günahsızı teslim edeceğiz sana. Hangi kelepçe tutuklamaya yeterdi seni.

Ya da hangi mapushane seni kabul edebilirdi. Suçlusun sen azılı bir katil, masumların geleceğini çalan gençlerin umudunu çalan bir hırsız. Sen her şartta günahkârsın. Daha ne kadar sürecek bu acımasızlığın. Feryatları, ağlamaları duymaz misin? Sadece adın kara parçasıydı. Kim bilirdi ki canavar olduğunu? Oysa insanoğlu seni o kadar güzel bir yere koymuştu ki hayata veda ettiği zamanda yine sana gelmemiş miydi? Peki hangi hakim sana acırdı cezanı keserken?

Ağırlaştırılmış müebbet cezasını defalarca hak ediyorsun. İnsanların hayallerini çaldığın için ağırlaştırılmış müebbet, evlerini aldığın için bir ağırlaştırılmış müebbet, insanları korkuttuğun için bir ağırlaştırılmış müebbet daha, bitti mi sanıyorsun insanların umutlarını, sevinçlerini, ömürlerini götürdüm en ağırından müebbet daha.

Ve hakim kararına bu melun toprağı susuz bırakınız, üzerinde hiçbir yeşillik yetişmesin böylece tek başına, umutsuz, mutsuz kalsın kararını da ekler. Tabii ki bu karar bile adaleti sağlamaya yetmeyecektir. Sana söylenecek hiçbir kötü söz insanların içini soğutmayacak, hepimizi ağlattın sen. Dilerim gülmeyesin.

DİĞER YAZILARI