Herkesin içinde bir yalnızlık var. Bir terk edilmişlik. İnsanoğlu tek başına acısın da mutluluğunda hep yalnız ağlasa da bağırsa da bağıra bağıra haykırsa da kim duyabilir sesini? Kim onu anlayabilir ki? Anlayabilmek için illaki bizlerin de mi yaşaması gerekiyor karşıdakinin duygusunu? Onun geçtiği yollardan bizim de mi geçmemiz gerekiyor? Açlığı bilmeyen birinin açlığı tarif edemediği gibi hiç parasızlık yaşamamış biri fakirliği hangi kelime ile tarif edebilir ki? Peki susuzluğu yaşamamış biri suyu kana kana içebilir miydi?

Bunun ne kadar güzel olduğu duygusunu yaşayabilir miydi? Tabii ki bu dünyada tüm duyguları yaşamamız zor ama duygular yine de ortak değil mi? Acı, mutluluk, ihanet bu duyguları yaşarken birbirine benzetemiyor mu? Andırmıyor mu birbirlerini yine de anlayamaz mıydık karşımızdakini bunca hırs niye? Neden bazı insanlar sadece kendini düşünür? Anlamaz karşısındakini empati yapmayı bir öğrenemedik hangi kitap öğretemedi bize bunu? Hangi öğretmen. Hangi hava durumu spikeri bize güneşli havayı müjde verebilir ki? Özledik ışıkları, özledik mutluluğu, özledik umudu, yarınlarımızın hep güneşli umutlu olması dileğiyle.

DİĞER YAZILARI