İnsanların sosyal hayatlarında yaptıkları basit tercihler zeka seviyesini belirlemekte önemli bir gösterge midir?
Aynı gün vizyona giren iki sinema filmi üzerinden haftalardır sürdürülen kıyasa anlam vermekte zorlanıyorum artık. Barbie, filminden önce de çokça eleştirilen, kadın algısını şekillendirdiği üzerinden yargılanan bir oyuncakken filmiyle bu konuyu ele alan hem kendisine eleştiri barındıran hem de yine kitlesine aynı ‘pembe’ duyguyu hissettiren bir yol izlemiş ticari yapım. Nitekim amacına fazlasıyla ulaşmış gişe rekorları kıran bir yapım.
Oppenheimer ise ünlü yönetmen Christopher Nolan’ın Dr. Robert Oppenheimer’ın hayatını konu alan gerilim filmi. Nolan’ın tüm filmleri benzer tarzda, diğer türlerden ve yönetmenlerden farklı, izleyicinin zekasını yorma üzerine kurulu.
Bu kadar farklı iki türün aynı zamanda vizyona girmesi bir zeka yarışına neden oldu adeta. Başta sorduğum soruyu kendim yanıtlayayım. Bireylerin sinema filmi tercihi zeka seviyesini gösterecek bir unsur kesinlikle değil. Filmi neden tercih ettiği o anki ruh haliyle ilgili olabilir. İzlemek istediği şeyden almak istediği mesaj ya da duyguyla ilgili olabilir. Sonuçta sinema, insanlar tarafından eğlence amaçlı tercih edilen bir sosyal aktivite. Kişi bilimsel bir film izlemeyi tercih ettiği için üstün zekalı olarak gösterilemez. Aynı şekilde Barbie gibi çocuk filmi denilecek basitlikte bir yapımı tercih ettiği için de yargılanamaz. Bu kıyas yalnızca filmin yapımcılarına daha çok para kazandırır.