Geçtiğimiz hafta Nazilli’de gazeteci arkadaşımız görevini yapmaya çalışırken saldırıya uğradı. Bir önceki gün ve bir sonraki gün de farklı şehirlerde farklı meslektaşlarımız saldırıya uğradı. Hala da bir yerlerde bu saldırılar sürüyor. Bu olaylar, şiddetin dozu arttığı için ağır sonuçlara neden olabileceği için gündemde geniş yer buldu. Bulmalı da. Son dönemde farklı meslek gruplarına sık sık saldırı yapılıyor. İnsanlar işlerini yaparken can güvenliğinden endişe duyuyor, hatta bazıları bu nedenle ölüyor.
Toplumumuz korkunç bir hale geldi. İnsanlar kendisi gibi düşünmeyen herkesten nefret eder hale geldi. Şiddetin boyutu vahim bir hal aldı. Yaşanan son olaylarda şanslıydık ki can kaybı haberi vermedik. Şiddetin boyutunu gözler önüne sermeye çalıştık. Bunda da başarılı olabildik mi tartışılır.
Çünkü bizler aslında her gün, yaptığımız haberin konusu ne olursa olsun sürekli farklı şiddet türlerine maruz kalıyoruz. Örneğin sokak röportajı yapmaya çalışırken mikrofon uzattığımız kişiler hakaret edebiliyor. Ya da yaşam haberi gibi son derece basit bir haberi yapmak için görüştüğümüz kişi bir anda bağırmaya başlayabiliyor. Bir de asayiş muhabirliği gibi nispeten daha tehlikeli bir alan var. Burada en basit haber türü olan kazada bile kazayı yapan vatandaşlar, haber yapılmasını istemedikleri için gazetecilere hakaretler ederek saldırabiliyor.
Buna anlam vermek pek mümkün değil çünkü biz de diğer çalışan insanların tümü gibi o anda işimizi yapıyoruz. Tek fark bizim işimiz sizsiniz.
Bir gazetecinin işi olayları, durumları, olduğu gibi yorum katmadan kişilere ya da kurumlara zarar verme kastı bulunmadan aktarmaktır. Ama ses getiren her haberin ardından ‘Bu gazeteci zaten şöyle düşünüyor da bundan dolayı böyle bir haber yaptı’ gibi saçma suçlamalar yapılıyor. Evet, medya büyük bir güç ve gerektiğinde silah olarak kullanılabiliyor. Ama bir gazeteci, bu silahı yalnızca mecbur kalıp gerekli gördüğü durumlarda kullanır. Durduk yere bir kişiye ya da kuruma zarar vermek amacıyla böyle bir yola başvurmaz. Kaldı ki sizi kötülemek isteyen bir gazeteci gelip sizinle konuşmaz, durumu anlatmaya çalışmaz.
Sonuç olarak tüm meslek grupları aynı saygıyı görmeyi hak ediyor. Herkes kendi işini yapıp hayatını idame ettirmenin gayretiyle yaşıyor. Bir şekilde birbirimize karşı daha saygılı ve anlayışlı olmanın yolunu yeniden bulmayı öğrenmemiz gerekiyor.