“Ambale olmak” diye bir ifade var. Anlamı Türk Dil Kurumu sözlüğünde “çok yorulup düşünemez, iş göremez duruma gelmek” olarak geçiyor. Son günlerde verileri yorumlarken, bir yerlere aktarıp kıyas tabloları oluştururken işin içerisinden çıkamaz hale geldim. Verilerden elde edilen sonuçları yorumlayamıyorum. Birbiri ile kıyaslayamıyorum. İş göremez hale geldim, tükendim resmen.
Yazamıyorum bu aralar. Yazarken çok yoruluyorum. Neden mi?
Bir örnek vermek gerekirse DHA’dan 4.11.2019 tarihinde ajanslara düşen haberdeki ifadeyi aynen naklediyorum: “Tüketici fiyatları Ekim'de yüzde 2.0 arttı ve yıllık enflasyon yüzde 8.55 düzeyine geriledi.”
Bu haberi ve benzer haberleri okuyunca içimden söylediklerimi aşağıya naklediyorum. Yani size içimi döküyorum bu gün.
Şimdi diyorum ki yıllık enflasyon 8,55’mi oldu?
Devamında şöyle diyor: “Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, tüketici fiyatlarında 10 aylık artış yüzde 10.59 ve on iki aylık ortalamalara göre artış da yüzde 16.81 olarak gerçekleşti.”
Demek ki yıllık enflasyon 16,81 mi oluyor?
Ekimde enflasyon arttı değil mi? Burada hemfikiriz.
Neyse bu tür rakamlarla uğraşırken “ambale oluyorum” bu aralar.
Enflasyon yüzde 17, faiz yüzde 12,50 dolaylarında… Tekrar gitti beynim. Bu da burada dursun şimdilik.
Üretici fiyatlarına bakalım bir de…
Yurt içi üretici fiyatları Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 0.17 arttı ve üretici fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 1.70 oldu. (DHA)
Devamı şöyle: Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, yurt içi üretici fiyatları 10 ayda yüzde 6.71 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 22.58 yükseldi.
Bunu da aldık yanımıza koyduk..
Ee.. Ne olacak şimdi?
Ekonomik göstergeler iyi mi kötü mü?
Derken bir haber daha düştü ajanslara…
Motorlu taşıtlar vergisi, pasaport harcı, ehliyet harcı, trafik cezaları yılbaşından itibaren %22,58 zamlanacak…
Buyur buradan yak..
Enflasyon yüzde 16,81 dolaylarındayken devletin zam politikası neden bu kadar yüksek? Hani enflasyonla top yekûn mücadele edilecekti?
İyi desek değil, kötü desek hiç değil. Ne yazacağım şimdi ben?
En iyisi içimden geçenleri yazayım.
“En iyisi içimden geçenleri yazayım” dedim ve rötuşlamadan yazdım.
Sağlıcakla kalın efendim.