Komşusu açken tok uyuyan bizden değildir. (Hadis-i Şerif)
Geçtiğimiz günlerde bir gencimiz daha maalesef ki kendi hayatına son verme yolunu seçti. Ben bu tür olayların çok fazla gündeme gelmesine karşıyım aslında. Genç kardeşimiz belli ki bir kısmı ekonomik dolaylardan dolayı maalesef bu yolu seçmiş. Bu durumu medyada ya da sosyal mecralarda anlatanlar sanki intihar onurlu bir davranışmış imajı çizdiklerinin farkında değiller.
İntihar vakalarının son on yılda katlanarak arttığından bahsetmiştik. Bu durumun birçok sebebi olabilir. Ben bir uzman değilim fakat rakamlar gösteriyor ki, insanların intihar etmeye meyli var. Bu vakada da genç kardeşimiz yemekhane kartında parası olmadığına dair yayınladığı son mesajının arkasından maalesef hayatına son vermiş.
Müslüman bir ülkede, hassasiyetin bu kadar yüksek olduğu bir toplumda nasıl böyle bir olay yaşanır diye sormadan edemiyor insan. Bir mahallede aç yatan bir kimsenin vebalinin tüm mahalleye yüklendiği bir dinde bu kardeşimizin vebali hepimizin sırtına yüklenmez mi? Müslüman toplumumuz maalesef ki zamanını zevk-ü sefa içerisinde geçirmenin derdinde. Bir ipek şal ya da türbana binlerce lira vererek daha iyi Müslüman olmanın derdinde. Saçma sapan fetvalarla kendilerine has bir din oluşturmanın derdinde… Ve daha nice fütursuz hareket Müslüman toplumumuzda yaygınlaşmaya devam ediyor. Ümmetin bir kısmı zevk-ü sefa içerisindeyken büyük bir kısmı kan ağlıyor efendiler!
İftar yemekleri örneğin… STK’ların ya da kamu kurumlarının düzenledikleri iftar yemeklerini bir hatırlayalım. Hiçbir davetlinin ihtiyacı olmasa da davet edildiği, on binlerce lira masraf edilen o sofraların vebalini ödeyemezsiniz. O şatafatlı sofraların hangi fakire ya da garibana nasıl bir faydası var söyler misiniz? O sofralarda artırdığınız, israf ettiğiniz yemekle bir mahalle ziyafet çeker bilmez misiniz?
Konumuz ümmetin durumu değil aslında. Konumuz içinde bulunduğumuz duruma duyarsız kalmamız, umursamamamız. Tabi kötüden örnek olmaz, çok iyi çok güzel örnekler de var hayatımızda. Bunlara bir yenisi geçtiğimiz günlerde eklendi Aydın’da. Geçtiğimiz günlerde Adnan Menderes Üniversitesi’nin “askıda yemek” kampanyasını gördüm. Çok da hoşuma gitti. Mevzu çok basit aslında, bir hesap numarası var oraya istediğiniz kadar para yatırıyorsunuz ve o para karnı acıkan, durumu olmayan öğrencilere “aş” oluyor. Ne siz kimi doyurduğunuzu biliyorsunuz, ne de karnı doyan kimin yardım ettiğini..
Ben Adnan Menderes Üniversitesi mezunuyum. Okuduğum üniversitenin böyle güzel bir kampanya düzenlediğini duymak, buna şahit olmak gerçekten gurur verici. Mezun olduktan sonra bile hocalarımın neredeyse tamamı ile diyaloğumuz devam ediyor vaziyette. Çok yönünü eleştirsem de hoca – öğrenci ilişkisi çerçevesinde belki Türkiye’nin en önde gelen üniversitesidir mezun olduğum bu kurum. Bu bir kurum kültürüdür aslında. Bu kültürü kim bıraktıysa Allah ondan razı olsun, şu anda yaşatan hocalarımıza da şükranlarımı sunarım. Bununla birlikte başlatılan bu kampanya ile gururum bir kat daha artmış vaziyette. İyi insanlar iyi ki varlar ve hep var olsunlar!
Tabi, öğrenciyi parası çok zannedip sağılacak bir inek gibi gören yerel yönetimler ve esnafın bu kampanyaya büyük destek olması gerektiğine inanıyorum. Yıllarca size bakan, sizi besleyen, doyuran öğrenciler için şimdi sıra sizde.
Bu ve buna benzer kampanyalara destek olmak hepimizin boynunun borcudur. Unutmayın, yastığa başını aç olarak koyan her insanın vebali bizlerin üzerinde. Bu vebalden kaçış yok. Ben bilmiyordum, haberim yoktu deme şansımız hiç yok!
Sağlıkla kalın.