Hayatı yaşanabilir kılan insanları değersizleştirdiğimizde, ileride keşke diyeceğimiz o anlık gülümsemelerimizin değerini görmezden gelmeye başladığımızda fark ediyoruz ki sıradanlaşıyoruz…
Benlik duygusu içinde kayboluyoruz çoğu zaman… Biz olabilmenin güzelliğini unutuyoruz….
Sevgiyi, merhameti bir kenara bırakıp, küçük oyunlarla, kimi zaman yalanlarla istediğimizi elde etme peşinde çoğumuz…
Göründüğü kadar karmaşık değil aslında hayat… Sadeliği yaşayanlar için…. Kendin olabilmenin, kaybetsem de doğruyu söylemeliyim diyebilmenin, rahat bir vicdanla uyuyabilmenin farkına varanlar için.. hayatı düz yaşayanlar için….
Bir hayale sarılmak, hayatı ertelemeden yaşamak, yüreğindeki umutla her doğan yeni güne başlamak sanırım en çokta bunları unutuyoruz…
Yarınımızın ne getireceğini bilmeden tüketiyoruz, bize ait olan her şeyi…. içimizdeki karmaşada kaybolmaktı belki de en zor olanı…
1 saniye sonramızın garantisi yokken harcıyoruz günlerimizi, erteliyoruz sevdiklerimizi, hayallerimizi.. bir sabah uyandığımızda sevdiklerimizin hayatta olmama ihtimalini unutuyoruz…
Bir dakika sonra yaşama ihtimalim yokken, inadına hayal kuruyorum. İnadına daha çok seviyorum ve inadına ertelemiyorum yüreğimdeki hiçbir cümleyi..
Kaybettikten sonra keşke demenin bir anlamı kalmıyor, çünkü hayat erteleyenleri affetmiyor…
Bu günün anlamını, bize kattıklarını anlayamıyoruz çoğu zaman. Kim bilir belki de kaybetmemiz gerekiyordu anlamamız için.. ertelemek bu yüzdendi belki de…
Sevdiklerimizi, yüreğimizi, hislerimizi, hayallerimizi yarın yaşayacağımız pişmanlıkları düşünmeden erteliyoruz..
Erteleyen herkes bir gün kalbinden özür dileyecek……