Geçtiğimiz Temmuz ayında 425 baz puan indirimle %19,75 seviyelerine gerileyen faizle birlikte dolarda beklenen hareketliliğin de olmaması piyasalarda kısa süreli tedirginliğe sebep olurken hemen sonrasında iyileşme sinyalleri gelmeye başladı. Açıklanan enflasyon rakamlarının beklenenden düşük olması, ihracattaki hareketlenme ve TL’nin değer kazanması gibi birtakım olumlu etkenler piyasa güvenini artırsa da beklenen etki için hem daha fazla hamleye hem de biraz daha zamana ihtiyaç var.
Piyasalardaki hareketlenme beklentinin altında. Bunun en önemli sebebi “güven” unsuru. Geçtiğimiz aylarda güven endeksi olumlu yönde seyretse de piyasalarda güven henüz daha tam olarak oluşmuş değil. Dövizin beklenti dışında dalgalanacağı korkusu, enflasyon korkusu ve faizlerin yeniden yükseleceği korkusu henüz piyasada hâkimiyetini yitirmiş değil. Bunun yanında yatırımcıya sağlanan desteklerin yetersiz kalması da piyasalardaki beklenen ivmenin oluşmasını engelliyor. Örneğin daha önce KOSGEB kanalıyla açılan ve yatırımcılara yönelik desteklere (KOBİGEL vb.) 2019 yılında henüz rastlamadık. İstihdam konusunda güzel destekler sağlansa da yeterli istihdam oranına ulaşamadık. Kadınlara ve gençlere sağlanan desteklere rağmen hem kadınlarımızı hem de gençlerimizi girişimci yapamadık ve işletmeler kepenk kapatmaya devam etti.
Piyasalar uzun soluklu bir durgunluk geçirdi ve bu durgunluk bir miktar azalsa da devam ediyor. Bu durgunluk neticesinde yapılan bazı hamlelerle piyasalar hareketlenmiş olsa da yaranın kapanması uzunca bir zamana yayılacak gibi duruyor. Çalışan ücretlerine yapılan zamların enflasyonun altında kalmasının genel bir fakirleşmeye sebep olduğu da bir gerçek. Bütün bunları birleştirince ortaya çıkan tablo, piyasalar bu gün hareketlense bizim rahata kavuşmamız için en az 1 yıla daha ihtiyacımız var.
Bununla birlikte faizlerin yeniden inmesi durumunda (beklentilerin tamamı bu yönde) hareketliliğin artacağını düşünüyorum. Yüksek faizle kredi satmakta zorlanan bankaların da bu süreçte daha aktif bir şekilde yer alarak piyasanın nakit ihtiyacını karşılayacağına inanıyorum. Konut satışları önemli bir gösterge. Uzun vadeli borçlanma eğilimi, piyasalara duyulan güvenin en önemli göstergeleri arasındadır. Geçtiğimiz ay enflasyon beklentinin altında kaldı. Bu şekilde devam ederse en iyi ihtimalle yüzde 15 seviyelerinde bir yıllık ortalama ile karşılaşacağız. Bu rakam bile oldukça yüksek. Enflasyonda çeşitli sebeplerle dönemsel ya da sektörel hareketlenmeler olabilir. Önemli olan, yıllık ortalamanın düşük kalması. Faizle mücadelenin bazı olumsuz etkileri olacaktır, bu kaçınılmaz fakat faizle mücadele de şart! Hep söylediğim gibi, bizlere uzun soluklu finansal politikalar lazım. Günü kurtarmak yarınımızı tehlikeye sokuyor.
Sağlıklı, huzurlu, bol kazançlı günler dilerim.