Müzmin sorunumuz işsizlik yine kendisini kötü hali ile göstermeye başladı. TÜİK tarafından Ocak ayı işsizlik rakamları açıklandı. Geçen yılın aynı dönemine göre işsizlik %3,9 puanlık bir artış gerçekleştirdi. Toplam işsizlik %14,7’ye ulaştı. Bu rakamlar her ne kadar olumsuz bir artışı gösterse de daha üzücü olanı “genç işsizlik” rakamlarındaki artış. İşsizlik oranı %3,9 artarken genç işsizlik aynı dönemde %6,8 puan artmış ve genç işsizlik oranı ise %26,7’lere yükselmiştir.
Peki, ne oluyor da işsiz kalıyoruz?
Kapanan şirketlerin sayısındaki artış bu duruma etkili olsa da genç işsiz sayısındaki hızlı artış, bizlere farklı sorunlar olduğunun sinyalini veriyor. Gençlerimiz mesleki eğitime ya da bir mesleğe yönelmiyor. Üniversite mezunu sayısı hızla artarken üniversiteli işsiz sayısı da aynı hızla artış gösteriyor. Yüksekokullarda teknik eğitim veren bölümlerden ziyade işsizliğin en çok olduğu bölümler açılmaya ve bununla gurur duyulmaya devam ediliyor. Tüm Dünya’ya genç nüfusumuzla öğünürken, iş bulamadığımız için gençlerimiz üretmeden tüketmeye devam ediyorlar.
İşsizliğin tek sorumlusu devlet politikaları demek biraz haksızlık olur. Aileler de çocuklarını mesleğe yönlendirmekte isteksiz kalıyor. Ülkede kaynakçılık, tornacılık, sıhhi tesisatçılık gibi birçok alanda tatminkâr ücretlerle iş açığı bulunurken, çocuklar zorla düz lise eğitimine ve ardından iş açığı bol olan bölümlerde üniversite eğitimine zorlanıyorlar.
İstihdam politikalarında ilerleme kaydetmek için geç kaldığımızı belirtmek sanırım yanlış olmaz. Fakat acil olarak istihdam politikalarını yeniden düzenleyip, gelecekte karşılaşacağımız daha büyük sorunların önüne geçmemiz gerekmektedir. İstihdam politikaları güncellenirken eğitim sistemi de meslek edindirme üzerine yeniden revize edilmelidir. Meslek sahibi gençler yetiştirmek gelecekte iş gücü piyasamızın tek teminatı olacaktır.
Her ne kadar zor durumda olsalar da işverenler kaynak ustası, tesisat ustası, aşçı ve şoför gibi meslek gruplarından çalışma arkadaşları aramaya devam ediyor. Yani bu kadar işsizliğe rağmen bir o kadar da açık işgücü talebinin olması insanı gerçekten derin düşünmelere sevk ediyor.
Çalışmak isteyenle çalıştırmak isteyeni buluştursak sorunumuz kökten çözülecek olmasına rağmen biz ısrarla aradaki mesafeyi açmak için mücadele veriyoruz. Umarım eğitim sisteminde köklü bir değişikliğe gidilir ve gençlerimiz okullarda meslek sahibi olurlar.
İşsizlik kaderimiz değil, kendi seçimimiz.
Güzel ve mutlu günler dilerim. Sağlıkla kalın.