Virüs salgını resmen Dünya’yı ters yüz etti. Hepimizin bildiği konular belli, değinmeye gerek yok. Tabi bununla birlikte virüs teorisyenleri de türedi. Bütün teoriler dayanaksız diyemeyiz, içlerinde haklı sebeplere dayananlar ve geleceği şekillendirileceğine kesin gözüyle bakılanlar da var.
Kripto paralar örneğin, çoğumuz sistemin nasıl işlediğini halen daha çözememiş olsak da virüsün paradan bulaşmasının önüne geçmek için sanal para kullanmaya başlayan ülkelerin sayIsı gün geçtikçe artıyor. Sanal paranın yakın tarihte kâğıt paraların yerini alacağını söyleyen teorisyenlerin henüz sesi kulağımızda çınlamaya devam ederken aniden oluşan bu durum kendilerini haklı çıkarmadı mı?
Uzun süredir el altından yapay et (cultured meat) hakkında bilgiler dolaşıp dururken corona virüs salgınında çok daha fazla göz önüne çıkmaya başladı. Laboratuvar ortamında üretilen et anlamına gelen cultured meat, hayvan hakları savunucularından tutun da çevreye duyarlı topluluklara kadar çoğu kesim tarafından merakla takip edilen bir konu. Korona virüsün bir hayvandan geçmesinin çalışmaları hayli hızlandırdığını ve bu krizin sonunda hayatımızda yerini almaya başlayacağını söylemek sanırım uçuk-kaçık bir yaklaşım olmaz.
Avrupa Birliği uzun süredir kırmızı alarm veriyordu. Bir kesim birliğin dağılacağından söz ederken, diğer bir kesim birliğin ne yapıp edip toparlanacağını, gücü kaybetmeyi hiçbir AB ülkesinin göze alamayacağını savunuyordu. Can haliyle büyük hatalar yapan AB üyesi ülkeler hepimize yolun sonunu gösterdi. Birlik dağılır mı bilinmez lakin hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin.
Amerika, Çin, Rusya ve AB çemberinin merkezi bir yerinde Türkiye’nin bulunduğu aşikâr. Yakın bir gelecekte ülkemizin konumunun değerleneceği ve önemli bir pozisyona koşullanacağı kesin. Koşullandığı yerdeki hâkimiyeti ve gücünün sürdürülebilirliği atılacak stratejik adımlara bağlı.
Tarıma dönüş, köye dönüş, öze dönüş… Ne isimle adlandırırsanız adlandırın. Bir gerçek var ki, bir dilim ekmeğin, bir kilo patatesin ve soğanın değerinin üzerinde yazan etiket fiyatı olmadığını tüm dünya anladı. Tabi bu günler çabuk unutulur, yeniden mükellef sofralar kurulur, her gün milyonlarca ekmek ve gıda maddesi çöpe atılır o ayrı. Şimdilik herkesin hayali, kendisine yetebilecek kadar bir tarım arazisine sahip olmak.
Dolar, Avro, Sterlin… Hepsi bir tarafa, bütün krizlerin yegâne birikim aracı olan altın yine kendisini gösterdi. Sokak jargonuyla ifade edecek olursak “mekânın sahibi geri geldi.”
İşçi bayramını işçilerin büyük bir bölümü tarihinde ilk defa bir virüs sayesinde çalışmadan geçirdiler. Tatil yaparak diyemiyorum malumunuz hepimiz evlerimizdeydik.
Gün doğmadan neler doğar bilinmez. Gelecek puslu bir havanın ardından bizleri bekliyor. Bu tür durumlarda tecrübe çok değerli bir sermayedir. Tarihinde bizzat kendisi ve ecdadı yüzlerce krizi görmüş, geçirmiş ülkemizin geçmişten aktarılan yazılı ve sözlü kaynakları hepimiz için kullanıma hazır birer kaynak (dayanak) olarak hafızalarımızda mevcut. Bu durum bizler için önemli bir birikim. Küllerinden defalarca doğan bu halk, yeniden doğmayı ve güçlenmeyi başarabilecek konumdadır.
Hepimize mutlu ve güzel günler diliyorum. Sağlıkla kalın.