Ceketimi koysam seçilir dönemi sona ermişken…
Oy benim oyum, partinin diğer seçileceklerin bir önemi yok mantığı dibe vurmuşken..
Meclis üyesi listesinin de en az aday ismi kadar önemli olduğu anlaşılmışken…
Memleketin her santimetre karesinde ders niteliğinde bir seçim sürecine şahit olmuşken…
Gelin birlik olalım, tekrar muhabbetle ve samimiyetle birbirimize sarılalım. Buna uzun süredir fazlasıyla ihtiyacımız var.
Seçimler sona erdi. Hiç beklenmedik sonuçlar bıraktı bizlere. İlk göze çarpanlar “1” oyun bile ne kadar önemli olduğu noktasında oldu. Koskoca 10 milyon seçmenin bulunduğu İstanbul’da bile yüzlerle ifade edilen rakamlar seçime damgasını vurdu. Çok rahat alacağı beklenen adaylar deyim yerindeyse dibe vurmuşken hiç de beklenmeyen sonuçlar çıktı sandıktan.
Peki, ne oldu da seçim hepimize bir “ders” niteliğinde sonuçlar bıraktı?
En önemlisi, seçmenin seçim kriterinde ekonominin ve dayatmaların etkisinin büyük olduğu sonucudur. Bunun yanında aday adayı olduğu partiye küsüp de saf değiştirenlerin neredeyse tamamı hezimete uğradı. İstanbul Şişli’de Mustafa Sarıgül örneği ve daha niceleri büyük bir ders aldılar. Vatandaşın oyu üzerinde mülk hakkı edindiğini iddia edenlerin tamamı ters köşe olmuşken Ekrem İmamoğlu gibi halkın içerisinden çıkmayan, sataşmayan, saldırmayan, bağırıp çağırmayan, tehdit etmeyen isimler benzeri görülmemiş bir oy artışı ile çıktılar karşımıza.
Eğer anladıklarım doğruysa muhalefet seçmeni de iktidar seçmeni de toplumsal huzur ve barışın peşine düşmüş durumda. Bunu iyi değerlendirip yeniden ayarlarımızı normale almamızda büyük fayda görüyorum.
Siyasi liderlerde durum değişmedi. Yine hepsi kendisini en çok kazanan ilan etti ve sorumluluğu üzerinden atıverdi. Değişik bir bakış açıları var. Oy oranı düşen, il belediye sayısının artışına; il belediye sayısı düşen ilçe belediye sayısının artışına; belediye sayısı düşen oy oranındaki artış sevinir durumda. Kısacası herkes halinden memnun.
Şimdi gelelim bu günümüze ve yarınlarımıza. Dört buçuk sene seçim yok. Bütün imkânlarımızı üretime ve ihracata zorlamalıyız. Faizi düşürücü acil önlemler alıp, enflasyonla gerçekten mücadele etmeliyiz. Bırakın seçimi bahane edenleri, o bahaneleri unutalım hemen. Gerçekçi yaklaşımlarla ve acil önlem paketleri ile ekonominin zorlanan dişlilerini yağlayıp yeniden çarkların rahat dönmesini sağlamalıyız.
Son olarak seçilmek üzere şimdiden hazırlık yapanlara şunu söylemek isterim ki, oy benim oyum. Oyumu kendine garanti bilme! Sen benim oyuma talip ol, oyu da kararımı da ben veririm.
Sevgi ve barış dolu günler dilerim.