Bir salgın geldi, geçip gidecek. Ne zaman gider, nasıl gider bilemeyiz lakin ardında birçok gözü yaşlı insan, ev tapusu, araba anahtarı ve dağ gibi bir borç yığını da bırakıp gidecek.
Borcumuz arttı, kullanılan kredilerde ciddi bir artış mevcut. Piyasayı kokladığımızda küçük esnafın işleri de pek iyiye gitmiyor. Bu haldeyken konut ve araba satış rakamları ve fiyatları bizi ters köşeye yatırıyor. Bununla ilgili birçok veri bulunsa da birkaç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Taşıt kredi kullanımına baktığımızda düşük maliyetli kredi desteğiyle kullanılan taşıt kredisi geçen yılın sonuna göre 10,8 milyar lira artarak 32 milyar lira oldu. Yani ortalama yüzde 50 dolaylarında bir artış var.
Konut için geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından açıklanan rakamlar çok ilgi çekici. Aydın rakamlarına baktığımızda TÜİK 2020 yılı Ağustos ayı verilerine göre Aydın'da konut satışları yüzde 52,5 artış göstermiş.
Millet yememiş, içmemiş ev almış araba almış! Hem de borçlanarak.
Aydın'da ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 118,1 oranında artış göstermiş. Bu da TÜİK verisi..
Şimdi dönelim en başa.. Pandemi geldi, işsizlik var, tedirginlik had safhada, esnaf kan ağlıyor vs. peki bu kadar evi, arabayı kim alıyor o zaman? Ya da ne maksatla alıyorlar?
Faizlerin düşmesi, insanların banka kredilerine yönelmesindeki en büyük etken sayılabilir. Fakat daha önce de söylediğim gibi düşük faizle kredi imkânı sağlanırken özellikle yerli üretimi destekleyecek kalemlerin belirlenip ayrıcalık yapılması hazinemizden çıkan desteğin hazinemize yeniden dönmesini sağlayacaktır.
Bu durumu konuştuğumuz bazı arkadaşlarım ısrarla bu ipoteklerin (ev-araba) yakında banka kanalıyla satılacağı ve benzeri kötü senaryolarla felaket tellallığı yapmaya çalışsalar da ben durumun pek de öyle olacağını zannetmiyorum.
Diyelim ki öyle oldu, bana ne! Ekmek değil, su değil. Mama, çocuk bezi desen o da değil. Lüksüne araç – ev alırken onun gelecek planlaması yapamaması üzerine kurulu kötü bir senaryoyu ben neden değerlendireyim ki? Borçlanan borcunu düşünmüyor da ben mi tasasına düşeceğim?
Muhalefet ister ki bu krediler ödenmesin, evler – arabalar hacizle satılsın. Böyle olsun ki, ekonomi bozulsun, halk seçim istesin, seçim olsun sonra da..
Sonrası da yok.. Dişe dokunur bir öneri, bir model geliştirmiş mi muhalefet? Ben olsam şöyle yapardım dedikleri bir haritaları var mı? Beklesinler ki millet borcunu ödeyemesin, zorda kalsın, rant oluşsun biz de fayda sağlayalım.
Beklemeyin, üretin. Fikir üretin, model üretin, strateji belirleyin.. Biz de görelim ve diyelim ki “işte bu hata yerine muhalefetin bu önerisi yapılabilirdi”
Kalın sağlıcakla.