31 Mart yerel seçimleri ittifakların kurulmasıyla beklenenden daha gergin bir ortam oluşturmuştu. 1 Nisan sabahı her şey bitecek, sabredelim derken İstanbul seçimlerinin iptal olmasıyla yeniden ve daha fazla gerilen siyasi arena karşısında ekonomi de belirsiz bir hal aldı. Vatandaşların büyük ilgi gösterdiği İstanbul seçimlerinin sonuçlanmasıyla yerel seçimler de nihayete erdi. Herkes işinin başına döndü. Vatandaş nedendir bilinmez seçim atmosferinden kendisini soyutlayamadı. Aslında nedeni bilinmez değil. Biz toplum olarak karşı karşıya gelmekten, birbirimizi kırıp dökmekten çekinmeyen bir yapıya sahibiz. Bizim gibi düşünmeyen insanlara hakaret ederken vicdanımızın sızlamadığı bir gerçek. Futbol müsabakalarında yaşanan olumsuzluklar, toplumsal eylemlere karşı gösterilen şiddet tavırları, siyasi tartışmalardaki sert ve kırıcı üsluplar bizi hiç de rahatsız etmiyor. Maalesef ki bu durumlar hayatımızın olağan akışı arasında yer almış vaziyette. Bu gerginlik, piyasaları da olumsuz etkiliyor. Hal böyleyken ekonominin patronlarını zor ve meşakkatli bir süreç bekliyor.
Neler olduğunu kısaca özetleyecek olursak döviz durgun bir seyir sergiliyor. Buna rağmen altındaki yükseliş devam ediyor. S-400 füzeleri sebebiyle ABD ile yaşanan krizde ABD’nin geri adım atması piyasalarda olumlu bir etki oluşturur. ABD’nin Çin ile ticari anlaşmalar için yeniden görüşmeye başlaması küresel bir gerginliğin de sona ermesi anlamını taşıyor. Seçim sonrası zamlar her ne kadar enflasyonu beklenenden daha yüksek bir noktaya taşısa da bu durum zaten sürpriz değildi. Piyasa hareketleri belirsizliğini korusa da gelişmeleri olumlu olarak yorumlamak yanlış olmaz.
TESK Başkanı geçtiğimiz günlerde esnafa destek paketi isteğinde bulundu. Eğer bahsettiği düşük faizli bir kredi ise yanlış bir talep olur. Bu çözümlerin esnafı rahatlatmaktan ziyade önünü kapattığını defalarca deneyimledik. Esnafın iş potansiyelini artırmadan kredi borcuna sokmak zorda olan esnafı daha da zor bir hale düşürür. Bunun yerine KDV indirimi ve SGK indirimi gibi iş potansiyelini artırıcı ve maliyetleri azaltıcı desteklerin daha verimli ve yerinde adımlar olduğu aşikâr. Beyaz eşya sektöründe uygulanan vergi indiriminin olumlu yansıması bunun en güzel örneğidir.
Bunun dışında dövizin durağan konumunu fırsat bilip esas sorunumuz olan faizle mücadeleye hız verilmelidir. Finansman maliyetlerinin yüksek olması hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumsuz etkilemektedir. Esas mücadele faizin düşürülmesi olmalıdır. Bu sayede hem yatırımlar hız kazanacak hem de piyasaya nakit akışı sağlanacaktır.
Son olarak yeni girişimcilere, genç ve kadın girişimcilere sağlanan desteklerin yerinde ve beklentiyi karşıladığını belirterek bu desteklerin kullanım oranlarının masaya yatırılması gerektiğinin tekrar altını çizmek istiyorum. Kurulan her girişimin devlet desteklerinden azami derecede faydalanması girişimcilik grafiğimizi olumlu etkileyecektir. Bu konuda ilgili kurumlara büyük yük düşmektedir. Girişimciye yapılan yatırım, ekonominin geleceğine yapılan yatırımdır.
Sağlıkla kalınız.