Amerika ile yapılan görüşmeler neticesinde nedendir bilinmez, Başkan TRUMP beklenmedik bir çıkışla Türkiye’ye haksızlık yapıldığını ifade ederken S-400 füzelerini almanın hakkımız olduğunu ifade ediverdi. Amerika’nın dış politikasından mıdır, ikili diyaloglarla kazanılan bir zafer midir bilinmez lakin bu durumun ekonomimize olumlu yansıyacağı kaçınılmaz. Öncelikli olarak Amerika ile ilişkileri germeden istediğimizi almamızda fayda sağlayanlara teşekkür etmek hepimizin boynunun borcudur. Amerika sadece bize karşı değil, Çin ile ticaretlerinin düzelmesi içinde olumlu adımlar atarak küresel piyasalardaki muhtemel ticaret savaşı ihtimalini de şimdilik bertaraf etmiş durumda.
Hem iç, hem de dış etkenlerin bir anda düzelmesi ile döviz yükseliş trendini durdurdu ve bir miktar düşüşe geçti. Bununla birlikte enflasyon da Haziran ayı itibarı ile bir önceki yıla çok az bir artışla konumunu korumayı başarmış durumda. Piyasalardaki durgunluğun enflasyona düşürücü etki yaptığı düşünülse de bu durum satın alma gücüne olumlu yansıyacaktır.
Vergi indirimleri ile hızlanan beyaz eşya ve otomotiv sektörü, indirimlerin tarihinin uzatılmaması ile belirsiz bir hal alırken ilk günlerde ikinci el otomobil piyasasının canlandığı ve ikinci el araç fiyatlarının artmaya başladığı haberleri ajanslara düşmeye başladı. İlgili sektörler vergi indiriminin yeniden gündeme gelmesi taleplerini şimdiden dile getirmeye başladılar.
Sırada en büyük ve önemli sorunumuz “FAİZ” var. Faizin düşürülmesi şarttır. Tüketici için de, perakendeci için de imalatçı için de büyük bir yük oluşturan faizlerin bir an önce düşürülmesi için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Eğer bu ülkede taş üstüne taş konulsun isteniyorsa bunun yolu faizlerin düşürülmesinden geçmektedir.
Bütün bunların yanında seçim sonrası beklenen oluşumlar baş göstermeye başladı. Görünen o ki, yeni kurulacağı söylenen parti (ya da partiler) vatandaş tarafından yakın takibe alınmış durumda. Bu partilerin güçlü bir kabine oluşturması da, zayıf olsa da iktidarın oyunu bölmesi de mevcut iktidarın dezavantajına olacağı bir gerçek olsa da piyasaların bu durumdan olumsuz etkileneceğini sanmıyorum. Çünkü vatandaşın piyasaların durumuna karşılık tepkisini yerel seçimlerde verdiğine inanıyorum. Hükümetlerin kaderini ekonomik gidişatın belirlediğini ifade etmeye gerek olduğunu sanmıyorum. Yeni partiler vatandaşın tepkisini iyi ölçüp söylemlerini bu yönde şekillendirirlerse azımsanmayacak bir kitleye ulaşacaklarını düşünüyorum. Aksi halinde saman alevi misali parlayıp sönen diğer tepki partilerine dönüşmeleri içten bile değil.
Yerel seçimlerin son bulmasının ardından 100 güne yakın bir zaman geçmiş bulunmasına rağmen bazı belediyeler yenilikçi ve değişime odaklı söylemlerini çabuk unutup, geçmişte yapılan hataları tekrar ederek eski düzenin değişmeyeceği sinyallerini vermeye başladılar. Oradan görünmez olduğunuzu düşünebilirsiniz fakat buradan bakınca her yaptığınız görünüyor. Bir vatandaş olarak bilmenizi istedim.
Kalın sağlıcakla.