Son günlerin gündemden düşmeyen konu başlığı olan covid-19 ile iş ve sosyal hayatın her alanı etkilenmekle birlikte, beraberinde bazı soru ve tartışmaları da getirmektedir. Bu konu nüfusun çalışan kesiminin tamamını ve özellikle de sağlık sektörü çalışanları yakından ilgilendirmektedir. Konunun detaylarına geçmeden önce içerikte sıklıkla değineceğimiz iki kavramdan bahsetmek istiyorum.
İş Kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı,
Meslek Hastalığı: Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleri ifade etmektedir.
Konuyu iki farklı bakış açısından sağlık sektörü çalışanları ve diğer sektör çalışanları olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Öncelikle sektör ayrımı yapılmaksızın, covid-19 bir iş kazası değildir. Yukarıdaki tanımdan başlayarak yola çıkacak olursak ve sonrasında izlenilecek adımları değerlendirirsek düz mantık ile bu yargıya varmak zor olmayacaktır.
İş kazası işin yürütümü esnasında meydana gelen anlık olaylardır. Covid-19 gibi bulaş kaynağı ve zamanı kesin belli olmayan ve bir kuluçka süresine bağlı olarak her bir kişide farklı zaman dilimlerinde farklı seyirde gerçekleşen bu durumu iş kazası olarak değerlendirmek yanlış olacaktır.
Normal bir iş kazası sonrasında olaya neden olan durum ve davranışların kök nedenlerini bulmak ve olayın tekrar etmemesi için düzeltici faaliyet çalışmalarını yapmak temel uygulamadır. Ancak söz konusu covid-19 olduğunda bulaş kaynağının, olayın başlama zamanının belirsizliği kavram netliğinden sapma gösterecek ve salgın yönetiminde tekrar etmemesini önleyecek adımlar maalesef atılamayacaktır. İçinde bulunduğumuz koşullar ve zaman mücbir sebeplerden sayılmakta olup, bununla beraberinde küresel olarak değerlendirme yapılarak çalışan hakları gözetilmelidir.
Sağlık sektörü açısından ele alınacak olur ise maalesef salgın ile mücadelede sağlık sektörü çalışanları cephede en ön sırada savaşmakta ve ciddi kayıplar vermektedir. İş kazasından farklı olarak meslek hastalığının meydana gelmesi için, bu hastalığın çalışanın yaptığı veya çalıştığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir nedenden veya işin yürütüm şartlarından kaynaklanması gerekmektedir. Dolayısıyla meslek hastalığının yapılan işle veya işyeri koşulları ile ilgili olması gerekmektedir. Hastanede çalışan hekimler, hemşireler, temizlik personeli gibi çalışanların hastane ortamında virüse yakalanmış olmaları halinde, bu durum meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gereklidir. Bunun yanında meslek hastalıkları tanısı için ayrıntılı bir prosedür yürütülmekte ve listede Covid-19 yer almamaktadır.
Meslekî bulaşıcı hastalıklar listesinde "D Grubu’ nda yer alan bulaşıcı hastalıkların, görülen işin gereği olarak veya işyerinin özel koşullarının etkisiyle oluşması ve enfeksiyonun laboratuvar bulguları ile de kanıtlanması gereklidir. Bu listede yer almayan fakat görülen iş ve görev gereği olarak bulaştığı kesin olarak saptanan diğer bulaşıcı hastalıklar da meslek hastalığı sayılır. Bu husustaki teşhisin laboratuvar deneyleriyle kanıtlanması gereklidir. Hastalığın en uzun kuluçka süresi yükümlülük süresi olarak alınır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Kamu veya özel tüm sağlık sektörü çalışanlarının ve ailelerinin sosyal güvenlik haklarını gözetmek için covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmeli, meslek hastalığı tanı prosedürleri buna göre yeniden veya ayrıca tanımlanmalı, bildirim ve kayıtlar düzenlenmelidir.
Böylesi bir dönemde insanlık için canları pahasına mücadele veren sağlık sektörü çalışanlarına sevgi, saygı ve minnet ile teşekkür ediyoruz. Salgın yönetiminde evde kalarak lütfen onlara yardımcı olunuz, belki de vefa borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz.
Hayat mücadelenizde sağlık, mutluluk, başarı sizinle olsun.
Bilgi hayat kurtarır, paylaştıkça çoğalır.
Daha fazlası için sosyal medya platformu instagram @baoffice hesabını takip ediniz.