«İşyerinin her kademesinde görev yapan personelin, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili maruziyet, önleme, korunma gibi konularda sahip olduğu veya geliştirdiği ortak davranış, alışkanlık, inanç, görüş ve paylaşımlar bütününün ifadesidir.»

Güvenlik kültürü varılması gereken bir hedef değil, devamlı gelişme gösteren bir süreç ve yaşam biçimidir. En üst yöneticiden en alt kademedeki işçiye kadar her şirket elemanının aktif katılımını gerektiren bir kültürdür. Güvenlik kültürünün toplumun ve şirketin genelinde hâkim kılınması zaman alan bir süreçtir. Bu süreçte sabır ve kararlılıkla yol almalı, oluşan dirençlere karşı aynı kararlı duruşu göstermek uygulamanın başarısındaki en önemli bölümdür.

Güvenlik kültürünün her bireyde ve toplumun genelinde oluşmasına yönelik çalışmalar öncelikle okul öncesi ve aile içi eğitimle başlamalıdır. Yeni nesil ebeveynler bu konuda bilinçli ve iyi birer örnek teşkil ederek, toplumun en küçük yapı taşı olan ailelerinde güvenlik kültürünü benimseyerek bir yaşam biçimi haline getirmelidirler. Çocuğunun iyi alışkanlıklarla yetişmesini isteyen ebeveynler henüz dünya ve yaşam hakkında sıfır bilgi ve tecrübe ile kendilerine emanet edilmiş can’ a iyi birer örnek olmak zorundadır. Çocuğunun kitap okumasını, dişlerini düzenli fırçalamasını, TV izlememesini, yerlere çöp atmamasını, sigara içmemesini vb. isteyen ebeveynler aynı örnek davranışları kendisi yaşamın içinde bizzat benimsemiş ve uyguluyor olmalıdır. Örneğin; araç ile seyrederken çocuklarının her ne koşulda olursa olsun arka sırada ve çocuk koltuğunda emniyet kemeri bağlı şekilde oturmasını sağlamak ve kendi emniyet kemerini bağlayarak ona güvenli davranışı örnekleyen bir tavır sergilemesi ve bunu yaşam biçimi haline dönüştürmesi, dolayısıyla çocuğun daha okul öncesi dönemde bu bilinci almasını sağlamak sadece küçük bir örnektir.

Güvenlik kültürünün benimsenmesinde ikinci büyük adım; eğitim-öğretim hayatı boyunca desteklenmesidir. Öncelikle okul öncesi eğitim ve devam eden eğitim öğretim hayatı boyunca iş sağlığı ve güvenliği dersleri, uygulamaları, örnekleri eğitim sistemine entegre edilmek zorundadır. Mevcut sistemde okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim düzeyinde eğitim müfredatında iş sağlığı ve güvenliği konuları yoktur. İş sağlığı ve güvenliği günümüzde bazı ön lisans düzeyinde meslek yüksek okullarında ve birkaç lisans düzeyinde fakültelerde akademik olarak yer almaktadır. Ancak iş sağlığı ve güvenliği hayatın her anında önemli bir konudur ki, bu alanda uzman diye nitelendirdiğimiz kişilerin ciddi bir akademik eğitimden geçerek ancak uzmanlaşmış olması gereklidir.

Güvenlik kültürünün benimsenmesinde yer alan son adım; bireyin çalışma hayatına dahil olması ile işverenlerce verilecek eğitim ve denetimle en üst seviyeye taşınmalıdır. Yukarıdaki basamakların tamamlayarak güvenli davranış alışkanlıklarını yaşam biçimi haline dönüştürmüş şekilde iş hayatına dahil olan bir bireye işveren tarafından işyerinde yapılan işe özgü tehlike ve riskler, iş ile ilgili teknik, güvenlik eğitimler ve davranış denetimleri ile kişi sektöre yönelik donanımlaştırılabilir.

Mevcut sistemde ilk iki adım atlanılarak, alt yapı oluşturulmadan son adımdan başlanması kazaların azaltılmasında ne yazık ki bizleri tam başarıya götürememektedir. Çünkü toplumsal güvenlik kültürü meselesi ilk adımdan çözülmesi gereken nitelikli ve üzerinde durulması gereken, zaman isteyen bir problemdir.

Video kanallarında “komik iş güvenliği videoları”, “komik iş kazaları” başlığı altında sergilenen traji-komik (!) videolar çoğu kesim için gülünç kaynağı olup, aslında toplumun kanayan yarasının en acı örnekleridir. Güvenlik kültürünün toplumda yaygınlaştırılması için farkındalığı artıracak etkinlikler düzenlenmelidir. Toplumsal olarak TV (haber, dizi, film, program vb.), gazete, sosyal medya, kamu spotu, billboard ve afişler vb. kitle iletişim araçları devlet desteği ile etkin bir şekilde kullanılmalı, iş sağlığı ve güvenliği kavramı toplumun bilinç altına aşılanmalıdır. Benzer şekilde işyerlerinde afiş, slogan, logo vb. uygulamalar ile bu kültür, işyeri basamağında beyinlere işlenmelidir.

Çalışmak, yaşamak için gerekli geliri sağlamaktan öte yaşamsal bir gereksinim ve dileyen herkesin bir hakkıdır. Yaşamın idame ettirilmesindeki tek gaye olmayıp, birden fazla yaşamsal amaca hizmet eden bir araçtır. Dolayısıyla çalışma hayatında var olan her çalışanın sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamında çalışma hakkı vardır. Can güvenliği hayatın her anındadır.

Herkese kazasız mutlu bir hafta dilerim.