İklim krizini ele almak için mükemmel zamanlama çevre haftası...
Yaşadığımız coğrafyada hiç de alışık olmadığımız bir iklim görüyoruz son yıllarda. Bu yıl farklılığını iyice hissettiren doğa, sel felaketleriyle bize bir şey anlatmaya çabalıyor adeta. Haziran ayında olmamıza rağmen neredeyse her gün yağmur yağıyor, ülkemizin çoğu şehrini sel vuruyor. Aynı gün içinde 3 farklı mevsim yaşıyoruz bazen. Bu sorunları hepimiz yaşıyoruz da neden olduğuyla ilgili ne kadar bilgiye sahibiz. Ya da iklim krizine yönelik ülkemizde, şehrimizde neler yapılıyor ne kadarını takip ediyoruz?
Yapılan bir araştırmaya göre iklim kriziyle mücadelede zengin ülkelerin yoksul ülkelere yardım çabalarını engellediği belirlendi. Oxfam raporuna göre, 2020 yılında iklim finansmanının 100 milyar dolarının kullanılması gerekirken sadece 11,5 milyar doları kırılgan devletlerin ihtiyaçlarına yönelik destek için ayrıldı. Çevre bilimciler, bu durumun iklim felaketlerinin arttığı bir dönemde oldukça yetersiz görülüyor. Ayrılan bütçe gerçekten iklim krizi için kullanılsaydı dünya genelinde sorunların büyük çoğunluğu çözülmüş olabilirdi. Ve şu an tarımın, suyun, enerjinin geleceği için bu kadar endişeli olmamıza gerek kalmazdı.
Sonuç olarak tüm dünyada tablo aynı, zenginler, yoksulları sömürmeye devam ediyor. Gücü olan, olmayanın payını da yiyor. Çok tanıdık değil mi?