Mesleğimizle ilgili çok fazla konuları kaleme almayı sevmesem de son dönemde ben ve çevremdeki birçok meslektaşımdan aynı yakınmayı duyunca kendimi durduramadım. Mesleki bir konu olsa da her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de maalesef nitelik ve nicelik sorunları tartışılıyor.
Yıllardır süregelen bir gazetecilik geleneği olsa da çağımıza ayak uydurmak adına interneti hatta özellikle sosyal medyayı fazlasıyla kullanıyoruz. Çünkü çağa ayak uydurmazsanız ve takip etmezseniz geride kalmanız kaçınılmaz olur. Ancak internet ve sosyal medyanın bu kadar yaygınlaşması basında şöyle bir sorunu ortaya çıkardı. Nicelik artsa da nitelik düşüyor. Biz bu konuyu yıllardır olduğu gibi önümüzdeki süreçte de basın camiası olarak tartışaduralım ancak ben okuyucuları farklı bir yöne çekmek istiyorum.

Nitelik…

Gün içinde okuduğunuz haberler, takip ettiğiniz medya kuruluşları veya sosyal medya tamamen sizleri bilgi yağmuruna tutuyor. Burada halkın bilgi almasının ve buna çok kolay ulaşmasının anlamı çok büyük ancak doğru bilgiye ulaşıldığı konusunda emin olmak gerekir. İşte niteliğin devreye girdiği yer burası. Bir gazeteci ilk olarak verebileceğim tavsiye duyduğunuz, okuduğunuz ve izlediğiniz her bilginin doğruluğunu tekrar araştırmanız. Evet, günümüzde nicelik anlamında fazlasıyla medya organı var. Ama doğru bilgiyi veren yada tek amacı halkı bilgilendirmek olan medyanın sayısı o kadar fazla değil.
Basın camiası adına bu işin tehlikesine gelirsek ise inanılırlığımızı kaybetmek. İster eğitimli olsun ister alaylı olsun bu mesleğe emek veren çok meslektaşım var. Basılı gazetenin yanında internet üzerinden de olsa gerçekten çok değerli mesai harcanıyor. Bu nitelikli çalışmaları gölgede bırakacak olan her türlü hareketin önüne geçmemiz lazım. Çünkü vatandaşla aramızda olan en önemli bağ güven duygusu. Onurlu mesleğimizi sadece çıkarları için kullanan kişilere önce kendimiz tepki göstermeliyiz. Bu halka karşı en önemli sorumluluklarımızdan bence. Niteliğin her zaman daha değerli olduğunu düşünüyorum.