“Unutmak, insana verilmiş en büyük hediyedir.” Bir dijital platform dizi karakteri Agâh BEYOĞLU’ ndan bu replik geliyor aklıma… Unutuyoruz, yeniden devam edip, yaşayıp, yeniden ölüyor, yaralanıyor, çaresizliği her zerremizde hissediyoruz. Ölülerimizi gömüp, yas tutuyor, yaralarımızı sarıyor, kabuk bağlayıp, bazen de iyileşip yine devam ediyoruz. Hayat bu! Böyle de olmak zorunda, aksi insanın ruh ve sinir sağlığı için dayanılır gibi görünmüyor.
Ah insan… unutma huyun, acıya bağışıklık kazanma halin de olmasa nasıl yaşayacaksın değil mi?
Ama artık unutma! Maddi ve manevi kayıplarımızı, hayatımızın bir an’ dan ibaret olduğunu, bi’ nefeslik canımız olduğunu, her şeyin her hâlükârda O’ na bağlı olduğunu ancak bazen de göz göre göre kaybettiğini artık unutmamalısın.
İbn-i Haldun’ un zamanları aşan tespiti: Coğrafya Kaderdir! Sözünü ne çok duyar ne kadar hak verir oldum.
Yeryüzündeki depremlerin %81’ inin gerçekleştiği pasifik deprem kuşağında yer alan ülkelere bir bakın. Ne büyüklükteki depremlerden burunları kanamadan kurtulurlar, şaşırırız nasıl olur diye. Çünkü yaşadıkları coğrafyanın özellikleri budur, onlar da buna hazırlıklıdır. Denklem bu kadar basit kuruluyor.
Evet, coğrafya kaderdir, bazen olur ki insanoğlu sadece kaderine mahkûm kalır ama ona uyumlu yaşamayı seçmek, buna göre temel oluşturmak ise bir seçenektir. Burada kader olan jeolojik yapı değildir, oturup kabullenip, olacakları ve sonuçlarını bekleyemezsiniz. Kaderin yapı taşları; insandır, malzemedir, mühendisliktir, risk yönetimidir, kalitedir, yönetimdir, etiktir ve daha niceleridir. Bunlar yoksa kaderin, evet depremde göçük altında kalmaktır, belki kıl payı kurtulmaktır, belki de sevdiğinden sadece ince bir ses duymayı beklemektir, bilemezsin.
Mesela haber ajanslarında paylaşılan o enkazın önce/sonra hali gözümün önünden gitmiyor. 8 katlı bir binanın nasıl o enkaza sığdığını aklım almıyor, tahammül edemediğim kısım ise o enkaz altında kalanlar, sayısı bile belli değil. Bir umut sabaha kadar süren kurtarma çalışmaları, devam eden artçılar, soğuk havada geceyi sokakta geçirenler, sevdiğinden bir haber bekleyenler, canı ile boğuşanlar…
Kelimelerin dökülmediği noktada çok da uzatmak, yorum yapmak, artık klişeleşmiş serzenişlerde bulunmak pek de bir şey ifade etmiyor.
Diyecek tek bir şey kalıyor. Bir kez daha geçmiş olsun #İzmir. Dualarımız sizinle…
Hayat mücadelenizde sağlık, mutluluk, başarı sizinle olsun.
Bilgi hayat kurtarır, paylaştıkça çoğalır.
Daha fazlası için sosyal medya platformu instagram @baoffice hesabını takip ediniz.