Aydın’da “hava sıcak” diye söze girmek, “boş konuşmak” gibi gelir. Başlığa bakarak “hafta sonunda böyle ciddi yazı okuyamam” demeden ben söyleyeyim; ağır bir analiz yazısı değil. Sohbetlerinizde kullanabileceğiniz açık, net malzeme veriyorum.
Köşe yazarlığının hayatın kenarından köşesinden yol göstermek, okuyucuya günlük sohbetlerinde konuşma kolaylığı sağlayacak kullanışlı malzeme vermek gibi görevleri vardır.
Diplomasi savaşları! Savaş diplomasisi demek daha açıklayıcı olur. Askeri diplomasi de diyebiliriz. Uluslararası ilişkilerde savunma kaynaklarının ve kabiliyetlerinin barışçıl yollarla kullanılarak dış politika hedeflerinin izlenmesi durumunu ifade eder.
Dikkat ettiyseniz İran – İsrail arasında 12 gün süren savaşın ardından “retorik savaşları” başladı. Geçen hafta “dünya bu savaşa daha fazla dayanamaz” başlıklı yazımda savaşın bir haftadan fazla sürerse dünyanın krize gireceğine dikkat çekmiştim. “Buraya yazıyorum” gibi iddialı bir de cümle kurmuştum, yanılmışım! Öngördüğümden 3-5 gün fazla sürdü. Krizin eşiğinden dönüldü.
Bu savaş burada bitmedi.
ABD, İran’ın rejimini değiştirmek için yine gelecek.
RETORİK SAVAŞLARI
Diplomasi savaşı, uluslararası ilişkilerde diplomatik ilişkilerin kopması durumunda ortaya çıkan çatışma halidir. Sıcak savaşın sadece İran ile İsrail arasında olmadığı görüldü. İsrail’in tıkandığı yerde ABD silah gücüyle İran’a saldırdı.
Trump, Tahran’ın nükleer programını “yok ettiğini” açıklayıp nihai hedefin tutturulduğunu açıklaması üzerine çatışma süresince görülmeyen İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in “yalanlama” videosu ortaya çıktı.
İşte bu “diplomasi savaşı”nın başlangıcı… Bundan sonra söz düellosu yani retorik savaşları, ekonomik baskılar, uluslararası ortamlarda birbirlerine yönelik suçlamalar…
ABD Başkanı Donald Trump, İran’a diz çöktürdüğünü falan söylüyor. Ancak kendi ülkesinde de buna inanılmadı.
Hamaney, önce İran halkını kazanılan zaferden dolayı kutladı, “siyonist oluşumun, bütün gürültü ve iddialarına rağmen İran’ın darbeleri altında çökerek ezilmeye yüz tuttu” sözleriyle moral verdi.
Sahi, bu savaşı İran kazanmış olabilir mi?
Baksanıza nasıl dik duruşlu ve güçlü bir retorik kullanarak sesleniyor İran’ın dini lideri Hamaney…
Üstelik uzmanlar, ABD’nin siber güvenlik sistemlerinin zayıflığından, İran’ın siber saldırılarına karşı duyarlı olunması için uyarıda bulundu. Bunu zaman içinde anlayacağız.
ABD GERİ Mİ ÇEKİLDİ?
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, “Başkan Trump, ABD’nin yeniden çatışmalara sürüklenmesini istemiyor” dedi.
İşte bu diplomasi iletişimidir. Basının istediğini değil, kendi söylemek istediklerini tekrar ederek savaşın kayıplarını kısa sürede unutturmak istiyor ABD… Leavitt, “Başkan gerekirse güç kullanmaktan korkmuyor. Ancak ABD’yi ilk sırada tutabileceğini ve aynı zamanda barışı sağlayabileceğini zaten kanıtladı” diyerek nihai hedefi “saklı” tutuyor.
Hollanda’nın Lahey kentinde 32 üye devletin katıldığı NATO Liderler Zirvesi’nde Trump’ın hoyrat davranışlarını izledik. NATO Genel Sekreteri Mart Rutte’nin Orta Doğu’daki ateşkesle ilgili “bazen babacığın sert konuşması gerekiyor” sözleri alay konusu oldu. Ben o sözleri “ezik, yalaka ve iltifatın israf edildiği” talihsiz bir konuşma olarak nitelendiririm.
Trump da aynı çiğlikle, “bazen kavga etmelerine izin vermek gerekir. Daha sonra durdurmak daha kolay oluyor…” diye karşılık veriyor. Bu danışıklı dövüşün açığa çıkarılmasıdır.
İran Lideri Hamaney’in Orta Doğu’daki hâkimiyetini, gücünü, karizmasını ayakta tutmak için kullandığı coğrafyaya uygun retoriğin karşılığı savaş diplomasisinde farklı tezahür edebiliyor.
Batı dünyasında diplomasi savaşında kullanılan retorik “alaycı” bir tonda… Biraz daha mizah katılmış ama NATO Genel Sekreteri Rutte’nin, “sen güçlü adamsın ama aynı zamanda barışçısın. Seni takdir etmek istiyorum” diyerek yalakalıkta dibe vuruyor. Yoksa zirve mi yapıyor demeliydik. Neyse şimdi savaşlar böyle yapılıyor. Kimi sahada kimi salonda. Bu retorik savaşı bir süre daha sürecek.