Muhataplarını orijinal esprilerle güldürecek kadar çok iyi derecede İtalyanca konuştuğu bilinen Aydın Sanayi Odası Meclis Başkanı Gökhan Maraş’ın, bir süredir oda meclis ve yönetim üyeleriyle birlikte Aydın Sanayi Odası bünyesinde, İzmir İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası’nın Aydın Ofisi açılmasıyla ilgili girişimleri vardı.

Nihayet bu girişim meyvesini verdi ve bu ofis sonunda açıldı.

Açılışta konuşan Başkan Maraş, en yakın zamanda İtalya'da Aydın’ın potansiyeline yakın bir şehrin Sanayi Odası ve Ticaret Odası ile de yapacakları işbirliğiyle bu yapıları daha da güçlendirmek istediklerini belirtti.

Tabi bu noktada AYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yunus Şahin’in de dediği gibi karşılıklı ihracatı geliştirmenin önemi de ortada.

Hatırlıyorum da İtalya'nın Aydın ve Kuşadası Fahri Konsolosu Murat Saraç ile geçtiğimiz yıllarda bir canlı yayın programı vesilesiyle tanışmış ve sorularımızı yöneltmiştik. O süreçte de Saraç bu tür işbirliği noktasında Aydın ile İtalya’nın daha fazla paydaş olması lüzumuna dikkati çekmişti ve gelinen nokta itibariyle de ilimizde nihayet bu yönde esaslı bir adım atılmış oldu.

Umarım İtalya ile ekonomi anlamında sağlam temeller üzerine kurulan bu köprü, ilimiz için hayırlara vesile olur ve karşılıklı faydaları artırır.

Tabi esasen Aydın ile İtalya arasındaki bağ en yakın tarihe dönük baktığımızda Milli Mücadele dönemine kadar uzanıyor.

O süreçte örneğin Çine’de köprü yapan, işgal ve talandan çok kenti imar anlamında ele alan İtalyanların barışçıl tutumu da halen anlatılır durur.

Bunun yanında tabi Aydın’ın Milli Mücadele Sembolü Yörük Ali Efe ile o dönem İtalyan Krallığı’nın meşhur nişancıbaşısı arasında yaşanan ilginç bir anekdot vardır;

Şevket Örs’ün anlatımına göre Yörük Ali Efe o dönem 23-24 yaşlarındadır fakat nişancılıkta parmağına Yakup Cemil’leri, Şükrü Yenibahçe’leri kıskandıracak derecede hâkimdir. Mavzerle telgraf tellerini, tabanca ile serçe, ispinoz gibi minik cüsseli kuşları vurabilecek kadar da sağlam atıcıdır.

Tabi Yörük Ali’nin bu meziyetini bilen bilir de elin İtalyanı ne bilsin!

Bir gün Yörük Ali Efe bir su başında dinlenirken köyün imamı çıkagelir; “Efem seni subay kılıklı, süslü püslü üç gâvur görmek istiyor” der.

Yörük Ali Efe’yi bir İngiliz yarbayı ile bir İtalyan albayı ve çiçeği burnunda bir Amerikan binbaşısı beklemektedir. Orada sert ve karşılıklı olarak alaycı münakaşalar yaşanır, Yörük Ali Efe heyete her türlü posta koyar. Ancak heyetin niyeti bellidir. Yörük Ali Efe’ye silâhını bırakıp köyüne çekilmesini, ömür boyunca elli altın aylık, tazminat olarak da ayrıca beş bin altın teklif edilir.

Yörük Ali Efe bu teklife güler ve İngiliz yarbaya, “Şimdiye kadar Türkleri yakından tanımak fırsatını bulamamışsın galiba?” diyerek posta koyar. Hatta, İngilizlerin Çanakkale mağlubiyetini hatırlatıp, “Yurdun her köşesinde bir Çanakkale yaratarak gömeceğiz sizi bu topraklara” der.

Tabi münakaşa böyle akarken o zamana kadar dinlemeyi uygun bulan İtalyan Krallığı nişancıbaşısı söze karışır Efe’nin el el üstüne koyarak dayandığı gösterişsiz tüfeği kasdederek:

— “Efe Cenapları bu çakaralmaza güveniyorlar galiba. Oysa ki bu silâhla insan değil, deve bile vurulmaz” diyerek alay eder.

İşte buradan sonrası kıyamet…

İtalya Krallığı’nın Nişancıbaşısı ile kendi teklifi üzerine kısa ama hararetli bir düelloya tutuşan Yörük Ali Efe, bir kızanının parmaklarının ucunda tutturduğu metelikleri delik deşik edip epey uzakta bulunan ağaçta asılı ceviz torbalarını iplerinden nişan alıp yere düşürmesi tabi kimin en iyi nişancı olduğunu oracıkta hemen gösterir.

Yörük Ali Efe’nin karşısında pes eden nişancıbaşı göğsündeki madalyayı Efe’ye vermek ister ama gediğine sağlam konmuş bir sözle utanarak geri adım atar;

“Öğünülecek bir o demir parçan var, onu da elinden alırsam ne ile öğüneceksin a benim ustam?”

Umarım Aydın’ın İtalyanlara karşı öğünç kaynağı günümüzde sadece Yörük Ali Efe’nin geçmişte kraliyet nişancıbaşısına verdiği derse dayanmaz ve her iki ülke arasında kurulacak iktisadi temeller üzerinde de kendimizle iftihar edebileceğimiz nice gelişmeler yaşanır…

DİĞER YAZILARI