Aydın’ın çehresi dün nasıl da değişti değil mi?
“Yoo ne oldu ki, aynı Aydın” diyorsanız kaç yaşında olursanız olun yaşlısınız yani ihtiyarsınız, kabul edin! Gençlik, zihninizi çoktan terk etmiş demektir.
O zaman hatırlatalım: 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Gençlik ve Spor Bayramı kutlandı.
Bunun farkında değilsiniz, gençlerden istediğiniz saygıyı da asla alamayacaksınız, bilin!
İnsan beden mağarasından çıkıp dışarıya bakamazsa hakikatle tanışıp medeniyetle yüzleşemez. Bir ömür böyle akıp gider.
Yaşamdan zevk çıkarabiliyorsan, anlam ve değer üretebiliyorsan, yerine göre coşku ve heyecan duyabiliyorsan… Hayat yaşamaya değer. Hayallerin gerçek olma ihtimali de hayatın zorluklarını katlanır hale getirir.
İnsan, kendi beden mağarasının karanlığından çıkıp akıl ve gönül yeteneklerinin aydınlığına kavuşmak isterse fikir dünyası daima canlı, genç kalmalı…
Eğitim sürecinde çocuklarımıza düşünme eğitimi (felsefe) vermezsek toplumda düşünme tembeli, zekâ ve iradesini kullanamayan, aptal gibi dolaşan bireylerle karşılaşırız.
Mesele anlaşıldı sanırım.
Konuya gençler üzerinden gidersek; insanlık tarihi boyunca gençler “saygısız, sorumsuz, terbiyesiz” ithamlarına muhatap olmuştur. Çünkü zihinsel olarak yaşlananlar kendi gençliklerini unutur, birlikte yaşadıkları gençlerin kabına sığmayan enerjileri, meydan okumaları karşısında aciz kalırlar; önüne geçmek için de baskı uygularlar.
GENÇLERE KARŞI İKİYÜZLÜLÜK!
Öte yandan politik bir gençlik güzellemesi vardır; “gençler bizim geleceğimiz” derler ama asla “ne isterseniz?” diye sormazlar. Gençler ise, bu tutumu “iki yüzlülük” olarak nitelendirdiğinde ağır ithamlarla karşılaşır.
Gençler nasıl bir dünya hayali kuruyor, gerçekte neyle karşılaşıyor? Neler yaşıyorlar? Nelere isyan ediyorlar? Daha birçok soru ve sorun vardır ama büyükler için merak konusu değildir bunlar…
Hatta gençlerin her talebi karşısında duydukları rahatsızlıkları bastırmak, yasaklamak, itaate zorlamak, yola getirecek kurallar koyarak adam etmeye çalışmakla meşguldürler.
Yaşı sayısal olarak ilerleyen sevgili okur kabul edin, gençlerle aranızdaki mesafenin giderek arttığını görürsünüz. Zira dünya aynı kalmamaktadır. Bu değişime ayak uydurmak, gelişmeleri takip etmek zordur.
Bu durumda gençleri susturmak en kolay yöntemdir. En zor olanı sorularla cedelleşmek, baş etmektir.
Büyük önder Atatürk’ün 106 yıl önce milli mücadelenin ilk adımını attığı Samsun’da gençlere ümit bağladığı sözünün ardında idealize ettiği “fikir” meşalesi vardır. Atatürk, “Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir” sözüyle “gençlik”ten gerçek kastını ifade etmiştir.
O halde “gençler geleceğimiz”, “gençlere güveniyoruz” derken ikiyüzlü politik tavırları bırakıp onların şahsiyetlerini geliştirmelerine katkı sağlamalıyız.