Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i sürekli ekranda göremiyoruz ya, bir endişeleniyor insan. Herkes ekonomik sıkıntıdan yakınırken insan bir tatlı söz, bir umut vaadi duymak istiyor. 
Neyse bir televizyon kanalında konuştu.
Meğer maliye ekiplerini harekete geçirip, kayıt dışı ekonomiyi kontrol altında tutmaya çalışıyormuş. İnanın tuhaf bir sevinç kapladı içimi… 
Bu sevincin kaynağı “ya tutarsa” kuşkusu değil; radikal bir kararın uygulanmasından duyduğum güvensizlik. Bu da benim kusurum olsun.
Özeti şu; merdiven altı üretim yapanlar, tarladan kilosunu 3-5 TL’ye aldıkları domatesi 30 -35 liraya satanlar, vergi ödemeden ticaret yapanlar denetim altındaymış. Maliyecilerin yol denetimleriyle ilgili rakamlar da veriyor Bakan Şimşek, “Organize sanayi bölgelerinde 50 bin, yollarda 35 bin denetim…” müthiş!
Kazanıp da vergi vermeyen herkes artık Mehmet Şimşek’in radarında...
Yıllardır herkes bundan yakınmıyor muydu?
Toptan sebze meyve hallerinde fiyatların bu kadar yüksek olmasının nedeni “aracıların kazandığı” yakınması hep vardır.
Pazarcı yüksek fiyatı “bize gelişi bu” diyerek tüketiciyi ikna etmeye çalışırken, “aradan hal mafyasını çıkar, komisyoncuları gönder bak fiyatlar nasıl yarıya düşüyor” gibi sözler sarf ediyor.
Gerçekten öyle mi? İşte bunu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in iddialı çıkışından alınacak sonuç kanıtlayacak.
Aydın, bir tarım ambarı… Her türlü sebze meyve yetişiyor. Üretici susuzluk, aşırı sıcak ve yeterli destek alamamaktan şikâyet ederken bir de ürünü para etmeyince haklı olarak isyan ediyor. 
Üreticiyi, alın teri dökmeden para kazanan aracı karşısında ezdirmeyecek bir sistem olmalı. Eli kolu bağlanan üretici mecburen tarlaya kadar gelip kamyonu doldurup giden komisyoncuya teslim oluyor. 
Sayın Bakan Şimşek, bu konuya da el atacaktır diye umut ediyoruz.

ADALET EŞİTLİKLE SAĞLANIR

Bir şey daha… Anlaşılma kolaylığı açısından bir örnekle açıklayalım; bir kamyona kasalarla çilek yüklenmiş gidiyor. Maliye ekipleri durdurup “hemşerim nereye?” diye soracak. 
O kamyon arkasına “atarlı” yazılar yazdıran dayılar bu işe ne diyecek? Tabii ki, “eyvallah” diyecek. Karşısında kararlı bir devlet görürse kim hayır diyebilir ki…
Sevk irsaliyesi, fatura var mı? Sonra kimden aldın, nereye, kime götürüyorsun, hangi amaçla… gibi sorularla zincirleme kayıt dışı önlenecek (mi?) diye sonucu göreceğiz.
Bakan Şimşek bir de şunu diyor: Şikâyet geliyorsa kusura bakmasınlar, biz hakkaniyet ve adaletle hareket edeceğiz. Bu konuda eleştiriliyorsak çok mutluyum. Demek ki Maliye olması gerektiği gibi çalışıyor.
Bu konuyla ilgili önemli olan kazanıp vergi vermeyenlerin üzerine gidilmesi… Kolay yoldan para kazanmayı seçenlerin ayıklanması ancak bu yolla olur. Sermayesini ortaya koyup risk alan, helâl yoldan para kazanmak için vergisini verenlerin, istihdam sağlayıp insanların evine ekmek götürmelerine vesile olanların da hakkı korunmuş olacak. 
Adalet eşitlikle sağlanır. Vergisiz kazançla zenginleşenler, vergisini ödeyen herkesin hakkını yemiş sayılır.
Konuyu şöyle bağlayalım. Şimdi iş dünyası buna ne diyecek? Gerçekten vergisini vererek ülkeye katma değer üretenler için sorun yok. Bakan Şimşek’in açıkladığı bu program adaletlice uygulanırken karşı çıkanlara dikkat edin. Kesin düzeni bozulmuştur. 
Göstermelik bir denetimle her şey eskisi gibi devam ediyorsa… İşte o zaman vergi adaletindeki kuşkular kalkmayacaktır.
İyi başlayan her şey iyi devam etmeye meyyaldir. Ancak kulağa hoş gelen her sözün de muhayyel bir tarafı vardır.
Endişemizin yersiz olmasını yeğleriz.
Dileğimiz iyi şeylerin iyi sonuçlar vermesi.