Bir gün hayat senin yerine bir karar verecek.
Bunca kararsızlığın içinde, beni unuttun dercesine çıkacak karşına.
Bak sana bu kadar süre veriyorum diyecek, ister debelen bu çamurda, istersen kalk yeniden ayağa.
O son hayal kırıklığında, anlayacaksın ki bir tek sen varsın senin yanında.
Kendine sarılmayı öğreneceksin zamanla.
Umudun olmasa da koşmayı öğretecek ayakların sana.
Donuk bakışlarla göz atacaksın hayata.
Koşarken fark edeceksin ki yol kenarı dolu güllerle papatyalarla.
O an yüreğini hatırlayacaksın, dinlenmek için durduğunda.
Hala yüreğini yakan, o eski hatıra... Ben buradayım dercesine sarılacak boğazına.
Hayat yaşadığımız acılardan aldığımız derslerin toplamıysa, kabullenip devam etmek gerek yola...
Sessizdir bazı vedalar.
Son bir söze gerek duyulmaz veya hoşçakal'a...
Sana yapılan saygısızlık bitirmiştir zaten her şeyi. Düşer gözlerinden bir iki damla.
Sessizce dinlersin yüreğini, sorgularsın kendini.
Neden? Diye başladığında cümleler, bahsedersin ondan, dipsiz bir uçurumdan bahseder gibi.