CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Aydın’da Kuşadası ve Didim’e bir dizi açılış için gerçekleştirdiği ziyaretler, parti içinde erkenden patlak veren güç savaşlarına dönük bazı tartışmaları körüklerken, ilin batısındaki Söke ile ilin merkezindeki Efeler’i pas geçmesi açıkçası kafalarda derin soru işaretleri de bıraktı.
Kuşadası’nda 12, Didim’deyse yalnızca 1 projenin açılışını yapan CHP Lideri Özel, acaba koskoca ildeki Aydın Büyükşehir Belediyesi dahil, en büyük ilçe olan Efeler Belediyesi başta olmak üzere doğudaki Nazilli ve batıdaki Söke Belediyesi’nin hayata geçirdiği açılış yapmaya değer tek bir proje yok muydu da bu ilçelerin yüzüne bile bakmadan Ankara’nın yolunu tutup gerisin geri gitti?
Düşündürücü bulmadık desek, yalan olur!
Bana sorarsanız, geçtiğimiz mahalli idareler seçimlerinde ilin haritasını Karpuzlu, Köşk, Buharkent ve İncirliova haricinde boydan boya kırmızıya boyayan CHP’nin üzerindeki ataleti, yerel yönetimler özelinde enine boyuna bir masaya yatırması lazım.
Özel’in Aydın ziyaretini bir başka açıdan da sorgulayacak olursak;
Varsayalım ki Özel bir dahaki sefere geldiğinde büyükşehir dahil diğer ilçelerin önemli projelerinin toplu açılışını Efeler’deki Atatürk Kent Meydanında daha görkemli şekilde yapacak ama bu son ziyareti çerçevesinde özellikle Kuşadası ile Didim arasındaki yıllardır CHP’li belediyelerin iş başında olduğu Söke’ye uğramamasını da sahi nereye koysak bilemedik.
Kaldı ki bu durum, CHP Söke İlçe Örgütünün emektar isimlerinden Erkan Polat’ı da rahatsız etmiş olacak ki şu sözlerle derdini sosyal medya hesabından aktardı;
“Söke CHP örgütü Aydın'ın batısındaki en büyük örgüttür.
Tarihte Aydın siyasetine yön veren bir örgüt olarak bilinir.
Şu anda ilçe yönetiminde bulunanlar buna göre hareket etmelidirler.
Zamanında eski genel başkanlarımızdan Deniz Baykal'a hükümet meydanında izinsiz miting yaptırmış bir örgüttür Söke CHP örgütü”
Şimdi gelin görün ki böyle güçlü mirasa sahip bir örgütün bulunduğu Aydın’ın batısına CHP Genel Başkanı geliyor fakat Söke kendisi için yalnızca geçiş güzergahından ibaret kalıyor.
Burnu Kaf Dağı’nda gezen, seçimden sonra telefonunu değiştiren ve muhalefetin belediyeyi arpalığa çevirmekle suçlamasına rağmen aleyhindeki yapıcı eleştirilere dahi kulak tıkayan Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan’ın, bu noktada başını iki elinin arasına alıp düşünmesinde fayda var.
Halihazırda personel maaşlarının ödenemez noktaya geldiği Söke Belediyesi, 1 yıllık sürece dönük bakıldığında ne sosyal belediyecilikte ivme yakalayabildi ne de kent vizyonunu ileriye taşıyacak projelerle adından söz ettirebildi.
Halkla etkili bir bağ kuramayan bir belediye başkanının, ilçe örgütüyle Ankara arasında da güçlü bir köprü kurması da beklenemezdi zaten.
Netice itibariyle Genel Başkan seni programına dahil etmiyorsa bunun üzerine düşünmek ve öz eleştiri yapmak zorundasın.
Çünkü siyaset, hele ki yerel siyaset, yalnızca rozetle değil, icraatla, şeffaflıkla, halkla omuz omuza vererek yapılır.
Lüks makam odalarından, dar bir çevrenin pohpohlamalarıyla kent yönetilmez.
Unutulmamalı ki, genel merkezin görmezden geldiği ve halkın da sırtını döndüğü bir belediye başkanı için geriye, yalnızca makam koltuğunda ağır ağır yaklaşan ibretlik bir siyasi son kalır.
Bizden söylemesi...