Hüznün tüm koşullarının hazır olduğu anlarda bile küçücük bir umutla gülümseyerek başlıyoruz güne.
Yüreğindeki boşluğun tarifi yok değil mi? Anlamını yitiren bir mesaj kadar boş bir dünya.
Ayrı yollara savrulan iki yürek. Yolunu yönünü tayin edemeyen. Ayrıyken kaybolduklarını, bir iken tam olduklarını bilmeden.
Yarım kalan bir sahne dolanıyor zihninde.
Tek başına zifiri karanlığın ortasında uzanacak bir el arayan o küçük kız çocuğu. Yalnızlığını iliklerine kadar hisseden.
Cevapsız sorularla dolu yüreğin. Anlamını yitirmiş günlere ait.
Yüreğin titreyerek her duyduğunda heyecanlandığın o ses, artık bir şey hissetmiyor değil mi? Yalnız bıraktığı an'lara dönüyorsun her duyduğunda. Güzel olan ne varsa o gece orada bilinmeyen bir semtin bilinmeyen bir sokağında yok ettiğini biliyorsun.
Yine de zor geliyor geliyor değil mi? Havalara uçarak gittiğin yoldan paramparça dönmek.
Umudunu, güvenini, seni sen yapan her şeyini orada bırakıp, bomboş bir yürekle hissizleşmek.
Şimdi aklında tek bir soru.
Onunla kurduğun düşleri kim büyütecek?